marw Salı, Nisan 7


içimden sayfalarca yazmak geliyor. sanki yazmazsam hiçbir şey yoluna girmeyecek, her şey akışının dışında ilerleyecekmiş gibi.. aslında yok öyle bir şey. her şey gitmesi gerektiği gibi gidiyor belki de hayata göre. hayatın çizdiği sınırların ötesinde yaşadığımız herhangi bir şey yok aslında. şu sıralar savrulma konusuna fazlasıyla takıldığımdan hayatın savuruşlarıyla da fazlaca ilgiliyim. görünürde yaşadığım her şey "lay lay lom" belki de. ama gerçekte hiç de öyle değil. içimde sönmek bilmeyen bir ateş var sanki. istesem bu ateşi faydaya dönüştürebilirim. ama ateş kontrol dışı gelişen bir olgu olduğu için ben de bu kontrol dışılığa kaptırıp kendimi, öyle sobada kalmış son odun gibi içten içe yanıyorum. kırmızı, kıpkırmızı görünüyorum. kırmızıyı çok seviyorum, evet. yukarıdaki son kibrit çöpü gibi.. diğerleriyle birlikte duran ama diğerlerinden apayrı duran aynı zamanda. değişik. karmaşık. aslında hüznü yansıtmayı çok seven ama bunu sadece yazarken (yazı dışında insanlara hüznü yansıtmayı gereksiz buluyorum.) başarabilen.. garip.. çözülsün artık her şey. oyunun sonu gelsin..


not: yazının başlığının "şey" olmasının nedeni yazıda fazlasıyla "şey" kulandığım içindir.

0 zıttırık: