...

marw Cuma, Mart 16

"noksan, eksiksiz bir hayattır sürdüğün. ya da öyle sanırsın. alışkanlıklara ayak uydurur, tekrarlara kapılırsın. şimdiye değin nasıl yaşadıysan, gene öyle yaşayacaksın sanırsın. sonra beklenmedik bir anda biri çıkar gelir. etrafındaki kimseye benzemez. kendini bu yeni insanın aynasında görmeye başlarsın. var olanı değil, sende eksik olanı gösteren sihirli bir aynadır o. ve sen bunca zaman aslında hep bir eksiklik duygusuyla yaşadığını, bilmediğin bir şeye hasret çektiğini anlarsın."


"insan senelerce uğraşır, kendi sözlüğünü oluşturur. önem verdiği her kavrama bir tanım bulur. 'hakikat', 'mutluluk', 'güzellik', 'onur', 'itibar', 'sadakat…' hayatın her mühim dönemecinde şahsi sözlüğünü açar bakarsın. vaktiyle yaptığın tanımları bir daha kolay kolay sorgulamazsın. derken bir gün, işte o yabancı gelir ve kıymetli sözlüğünü alıp fırlatır.

'şimdiye değin sorgusuz sualsiz sahip çıktığın her tanım baştan yazılacak' der. 'bildiğin her şeyi unutma zamanı geldi.' "

Elif Şafak / Aşk

marw Cumartesi, Ocak 7


eskiden "iki satır şey bloga yazılır mı" diyordum. sonra twitter çıktı. "bu kadar uzun şey twitter'a yazılır mı"" diyorum artık. yaz gelince kışı, kış gelince yazı özleyen insanlar gibiyim. yazasım var bu aralar. başlayabilsem sanki patır patır dökülecek kelimeler de başlayamıyorum işte. havalardan sanırım. havalar da dengesiz benim gibi. ocak ayında hala bahar gibi günler oluyor. kış mı gelse artık ama? kar yağsa ya bir ara. içimizi titretse ya hava.

uzun bir aradan sonra yeniden kitap okumaya başladım. sanırım yazmamı tetikleyen şey de bu. sürekli film ya da dizi izlemek yazma eylemini köreltiyor bende. beyin hücrelerim ölüyor herhalde ekrana bakmaktan. kitap iyi ama, kitap güzel. bu da resmen sosyal mesajlı blog yazısı oldu.

...

marw Pazartesi, Eylül 12


gittiğinden beri sigara almak dışında evden dışarı çıkmadım. ojelerimi silmedim. saçımı taramadım. makyaj yapmadım. telefonum pek çalmadı, çaldığında da açmadım. litrelerce kahve, 500 kadar sigara içtim. belli şarkıları saplantı haline getirip defalarca dinledim. saçma sapan bilgisayar oyunları oynadım. anlamsız, cıvık cıvık romantik komediler izledim. haliyle film kahramanlarına uyuz oldum. durduk yere binlerce küfür ettim. bir miktar ağladım ama bu sayılmaz. saçma sapan türk dizilerine içlendim. hiç içki içmedim. balkonda oturup saatlerce denize baktım ve biraz da üşüdüm. etrafımı böcek ölüleriyle doldurdum. eskiden güneş doğmadan uyuyamazdım, korkardım ya hani, artık öğleni görmeden uyuyamaz oldum. biliyorum, zamanı gelecek ve bunlar hiç olmamış gibi davranacağım. hiç yaşanmamış gibi. sahte merhabalar, sahte nasılsınlar dolduracak etrafımı. tarih-tekerrür ilşkisi hayattaki yerini alacak yine. ben iyi olacağım, hem de çok iyi olacağım, ama sen bunu görecek misin bilmiyorum.

marw Cuma, Ağustos 6


Son zamanlarda hayat felsefem “ne gerek var.” Zaten gerekmeyecek şeyleri hayatımın çoğu zamanında isteksiz yaptım. Gerekli şeyleri de böyle diyerek geçiştiriyorum. Hayatımın en büyük ekşını matematik testi çözmek şu anda. Kpss sonucuna göre 23 senemi geçirdiğim şehirden ayrılmayı planlıyorum. Seçtiğim yeni şehir buraya göre daha iyi. En azından içinde aptal yaşanmışlıklarımı barındırmıyor henüz. Artık daha dengeli biri olduğuma göre daha az aptal anılar oluşturmayı hedefliyorum o şehirde. Etrafa baktığımda daha az acı hissetmeliyim en azından. Tükettim artık burayı. Sırada orası varmış gibi sanki. İnsanlardan uzaklaşma arzum depreşti yine. Artık okul da bitmeye yakın olduğuna göre daha sağlam basmalıyım yere. Ve anlıyorum ki ailemin yanında olduğum sürece bu asla olmayacak. Yalnız kalmalıyım biraz. Bu sefer kalabalık içinde yalnız değil de sadece yalnız.

Bir de içimde her zamankinden farklı garip bir kıpırtı var. Uzun zamandır olmayan farklı bir şey hissediyorum. Oluşması uzun yıllar alan kumdan kalemi yıktım ve yenisinin planını çizmeye başladım. Diğeriyle uzaktan yakından alakası olmayacak bu sefer. Küreklerim, kovam hepsi hazır. Başlamak için kumun hazır olmasını bekliyorum. Başlarsam hiçbir dalga, tekme, rüzgar yıkamayacak. Kum hazır olana kadar ben cayar mıyım, onu bilmiyorum işte.

marw Pazar, Mayıs 2



19/03/07
05:00

yarım yazılmış ve gönderilmemiş bir mektuptan..

"bizi hayata bağlayan şeyler kurallar ve duvarlar değil bence. evet, nefret ediyoruz ama ya onlar olmasaydı? biz ne için çaba harcayacaktık o zaman? onları yıkmak hayatımızdaki büyük hedeflerden biri. onlar olmasaydı belki de en çok çaba harcadığımız hedef olmayacaktı. biz kendi duvarlarımızı çoktan yıktık. kurallar zaten hiç olmadı. çabamız başkalarının duvarlarını yıkmak. ya duvarlarını çok sağlam örmüşler ya da basit bir duvarı yıkacak güce sahip değiller. insanlarla uğraşmaktan vazgeçmeliyiz. o zaman "zor" diye bir şey olmaz. sence vazgeçer miyiz?"

ilk cümle ve diğer cümleler arasındaki çelişkiye anlam veremedim üç sene sonra. anlam verebilen beri gelsin.

marw Cumartesi, Nisan 17



bazen o kadar sinirli oluyorum ki, sinirimin sadece birini öldürmekle geçebileceğini düşünüyorum. ama böyle bir kurşun sıkıp ölsün değil. saçlarından başlayıp, böyle derisini falan yüzmek gerek. tanrım, nasıl eğlenirim ya. sonra da gelsin seri cinayetler.

zaman zaman içimdeki kedi genleri çok baskın oluyor. şu yukarıdaki gibi oluyorum resmen. "eeeh sikerler, kediyim lan" deyip boş veriyorum dünyaya. o zamanlar hayat bana güzel:)

browni intensi sevmedim. normal düz browni daha güzel. bugün kız kuzenlerime bu beğenmememi dile getirdiğimde "aaa çok güzel, nasıl sevmezsin?" tepkisini aldım. beğenmedim lan işte. bir halley gerçeği varken bu ülkede, tatlı üzerine daha ne yapılabilir? yapılmasın bir şey zaten.

edit: bu akşamın 9unda uyuyakalmam, sonra gecenin bir yarısı uyanıp açık laptopa bakıp saati 4:54 görmem, "uuu amma da uyumuşum be" deyip sağa sola bakarken saatin 1:00 olduğunu fark etmem ve hayatın birden iğrençleşmesi. öldürmek istedim.

marw Salı, Mart 23

yıllardır canım sıkıldıkça bilgisayarıma spyware doctor kurarım. ona karşı içimde nasıl oluştuğunu bilmediğim sarsılmaz bir güven var. başarılı antivirüs programları kullansam da bu arkadaş her zaman çok sayıda spy tespit ediyor bilgisayarımda. son taramada 59 tane bulduğunu iddia etti. 'cookies' teriminin çerez olarak çevrilmesine alışkınım da ilk defa çörek olarak çevrildiğini gördüm. bilgisayarımda "flaş çörek", "browser çöreği" gibi nesneler dolanıyor. korkuyorum.

marw


vizelerin yaklaşması ve yumurta dayanması sendromu dolayısıyla ufak çapta bir depresyon yaşıyorum. kuaföre gidip saçlarımı görmek istemeyeceğim bir şekle sokmaktansa blogun temasını değiştireyim dedim. bence güzel oldu. bir süredir yazmamamı da bu depresif moda bağlıyorum. burda bık bık ağlayacağıma susarım daha iyi.

bloga "evinde okulda olmasını çok istediğin bir ürün" yazarak gelen arkadaş, sorunu daha açık sorsan google'a, bence aradığını daha kolay bulacaksın. nasıl bir arama metodu izlediğini çok merak ettim.

keywordlerden başlamışken yazmak istediğim birkaç tane daha var.

"tarık akanın otobüste öldüğü film" hangisi bilmiyorum ama "canım kardeşim" var, onu izle sen. o da çok acıklı bir film. mutlaka ölen biri olmalıysa kardeşi ölüyor bak onda da.

"hayat akıp giderken sen neler yapıyorsun" cümlesi bir şarkıda geçmiyorsa eğer, ben de google'a sorup mantıklı bir cevap bulmak istiyorum. en azından neler yapmam gerektiğini söylesin o da yeter.

"özkan uğurun şoförü" yazıp gelen arkadaş google'a çok güveniyorsun bence.

ve son olarak "rüknettinin delileri" yazıp gelen arkadaş, sen neyi arıyordun bilmiyorum ama bloguma gelmene sebep olan sevgili balığım rüknettin bir süre önce hakkın rahmetine kavuştu. yerine aldığımız capon balığı da isim koyamadan rahmetli oldu. ben de fanusta bir cenabetlik olduğunu düşünüp yerine yenisini almadım. yazık hayvancağızlara. yalnız kardeşimin balığı mürsel'in babamın psikolojik saldırılarına karşı dirençli çıkmasına çok şaşırdım. çok yaşa mürsel,. sen de ölürsen sıçtık. yazının sonunu bağlamak istesem de bağlayamadığımı fark ettim şu an. o yüzden tam da şu an yazmayı bırakıp 90210 izlemeye başlayacağım. sonra içten içe "liseli bebelere bak sen. 16 yaşında kullandığı arabaya bak şıllığın" diye zengin dizi karakterinin malı züğürdün çenesi oyununu oynayacağım.

marw Cuma, Mart 12

uzun bir aradan sonra sinemeya gidiyorum. umarım yine uzun bir ara vermeme sebep olmaz bu sefer de.

marw Cumartesi, Şubat 20

şu anda samsun'da olmam hayatın bana yaptığı bir eşşek şakası mı acaba?